|
GENEL BAŞKANLIKTAN İSTİFA EDİYORUM, DEMOKRATİK SOLCU OLARAK ÖLECEĞİM
DSP GENEL BAŞKANI ZEKİ SEZER, İL BAŞKANLARI VE PARTİ MECLİSİ ÜYELERİYLE BİRLİKTE DÜZENLENEN TOPLANTIDA KONUŞTU
● DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, yerel seçimlerde DSP’nin, belediye sayısını da, oy oranını da artırdığını ancak DSP’nin istediği sonucun alınamadığını belirtti ve “O nedenle kendimizi başarılı saymamız mümkün değil” dedi. Yeni bir açılıma, dinamizme ve gelişmeye ihtiyaç olduğunu, bu açıdan Demokratik Solculara güvendiğini ifade eden Sezer, “İnandığım ilkeler var. Başarılı olamayanların, bulundukları kurumun da, ülkenin de önünü tıkamaması gerektiğine inandığımı söyledim. İnançlarıyla yaşayan birisi olarak bugün DSP Genel Başkanlığı’ndan istifa ediyorum. Ama Demokratik Solcu olarak öleceğim” diye konuştu.
● DSP kasasının hep tartışma konusu olduğunu belirten Sezer, bu konuda da açıklamalarda bulundu ve “Şu anda partimizin kasasında 29 küsur trilyon paramız var” dedi.
● Sezer, Parti Meclisi üyelerine, tedbirli ihraç istemiyle Merkez Disiplin Kurulu’na sevk edilen milletvekilleri hakkındaki ‘tedbir kararı’nın kaldırılmasını önerdi. İstifasını gözyaşlarıyla engellemeye çalışan partililere ise Sezer, hep DSP’li kalacağını ama kurultayda aday olmayacağını açıkladı.
ANKARA- DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, DSP’nin yerel seçimlerde elde ettiği sonucun, istenilen sonuç olmadığını, başarısız olanların, bulundukları kurumun önünü tıkamamaları gerektiğine inandığını söyledi ve “DSP Genel Başkanlığı’ndan istifa ediyorum. Ama Demokratik Solcu olarak öleceğim” dedi.
Sezer, DSP İl Başkanları ve Parti Meclisi üyeleri ile birlikte Büyük Anadolu Oteli’nde düzenlenen toplantıya katıldı. Daha önce istifa edeceğini açıklayan Sezer, DSP yöneticileriyle birlikte Genel Merkez binasından çıkışında Türkiye’nin dört bir yanından gelen partililer tarafından istifa etmemesi için engellenmek istendi.
DSP’DEN DEĞİL, GENEL BAŞKANLIK’TAN AYRILIYORUM
Ellerinde “Karaoğlanımızın emanetisin, sensiz olmaz”, “Bu yola hep beraber devam edeceğiz”, “Ölümüne Ecevitçiyiz, ölümüne Sezerciyiz, Genel Başkanımız sizi bırakmayacağız”, “DSP seninle güzel” yazılı dövizlerle Sezer’in yolunu kesen partililer, “Lütfen gitmeyin, bizi bırakmayın” dediler. Hep bir ağızdan “Sezer bizi bırakma, bir yere gitme” diye slogan atan partililere Sezer, “Ben Demokratik Solcu’yum. Ölünceye kadar da öyle kalacağım. Genel Başkanlıktan ayrılıyorum, DSP’den değil. Birlikte çalışacağız. Mücadelenin çeşitli yolları var. Ülkeye hizmet için hep Demokratik Sol’da olacağım” dedi.
BU BİR MEYDAN OKUMADIR
Sezer, gözyaşlarına boğulan ve “Gitmeyin, ordu komutansız olmaz, siz giderseniz biz de gideriz” diyen partililere seslendi ve şunları söyledi:
“Umutsuzluğa yer yok. Demokratik Sol var. Benden sonra bir kişi bile istifa ederse çok üzülürüm. Söz veriyorum, hep Demokratik Sol’da olacağım. Sakin düşününce bunun yeni bir açılım olduğunu göreceksiniz. Ben başarılı olamayanların, o kurumun önünü tıkamaması gerektiğini hep söylerim. Eğer dediğimi yapmazsam, ben Zeki Sezer olarak kendime ters düşerim. Siz bana nasıl inanacaksınız sonra? Bu bir meydan okumadır. Bu, Türkiye’de Demokratik Sol’un kalıcılığını, gerekliliğini topluma göstermedir. Hep birlikte çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Genel Başkanlık konusunda da en uygununu sizin değerlendireceğinize inanıyorum.”
Parti Meclisi Üyeleri ile İl Başkanları’nın bulunduğu toplantıya, istifasını engellemek isteyen vatandaşlar nedeniyle gecikmeli gelen Sezer, burada yaptığı konuşmada da “Yaklaşık 4,5 yıldır Ecevit’ten sonra DSP’nin Genel Başkanlığı’nı sürdürmüş olmanın büyük onurunu ve gururunu taşıyorum” dedi.
SEÇİM SONRASI MUHASEBE DÖNEMİDİR
Sezer, Genel Başkan olduğu süreçte iki seçim yaşandığını anımsatarak şunları söyledi:
“Bu seçimlerden ilki, DSP’nin vatan görevi yaparak katılmadığı bir genel seçimdi. İkincisi, 29 Mart’ta gerçekleştirilen yerel seçimlerdi. Seçimler sonrası, muhasebe, değerlendirme, eksikleri görme dönemidir. Biz geçtiğimiz hafta Parti Meclisimizle toplanarak kapsamlı bir değerlendirme yaptık. Şimdi de burada, Parti Meclisi üyelerimiz ve İl Başkanlarımızla bir değerlendirme yapmak, eksiklerimizi belirlemek, yeni hedefleri ortaya koymak için toplandık.
Hemen söylemeliyim ki yerel seçimlerde DSP belediye sayısını da oy oranını da artırmış olsa bile, istediğimiz sonucu alamadık. O nedenle kendimizi başarılı saymamız mümkün değil. Ama sizlerle birlikte yoğun, özverili bir çalışma sürecini yaşadık. Gerçekten sizlere, tüm örgütümüze, tüm Demokratik Solculara şükran borçluyum.”
DSP’YE HER ZAMANKİNDEN ÇOK İHTİYAÇ VAR
Türkiye’nin birliğinin, bütünlüğünün, huzurunun, barışının, refahının, güvencesinin DSP olduğunu vurgulayan Sezer, “Laik, demokratik, hukukun üstünlüğüne dayalı çağdaş cumhuriyetimizin de güvencesi DSP’dir. DSP’ye her zamankinden çok ihtiyaç var. Demokratik Sol’a ve Demokratik Sol programa ülkenin büyük gereksinmesi var” dedi.
Sezer, iki kutuplu siyasetten sıkılan Türkiye’de bir dinamizm yaratılması, gelişmenin sağlanabilmesi ve siyasete yitirilmiş olan güvenin kazanılması için Demokratik Solculara çok güvendiğini ifade etti. “DSP olmazsa olmaz” diyen Sezer, “Kimileri DSP’yi başka yerlere taşımaya çalışıyor olsa da, DSP olmazsa olmaz. DSP Türkiye’dir. DSP, Türkiye’nin geleceğidir. DSP, Türkiye’nin birliğinin, bütünlüğünün, huzurunun, barışının, cumhuriyetin güvencesidir. DSP, sorunların çözümüdür. DSP, tümüyle bu ülkenin, toplumun kurtuluşudur” diye konuştu.
İNANÇLARIYLA YAŞAYAN BİRİSİYİM
Sezer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Benim öteden beri söylediğim, inandığım ilkeler var. Her konuşmamda neredeyse, ‘başarılı olamayanların bulundukları kurumun da ülkenin de önünü tıkamaması gerektiğine’ inandığımı söylüyordum. İnançlarıyla yaşayan birisi olarak, bugün DSP Genel Başkanlığı’ndan istifa ediyorum. Ama daha önce de söyledim, Demokratik Solcu olarak öleceğim. İliklerine kadar Demokratik Sol felsefeyi benimsemiş, bu ülkeyi, toplumu seven bir kişi olarak Demokratik Solcu öleceğim.”
Konuşmasını dinleyen partililerin “istifa etmeyin” ısrarları üzerine Sezer şöyle devam etti:
“Sizden ricam, toplantılarımızın istifa kararım çerçevesinde geçmemesi. Yeni bir açılıma, dinamizme ihtiyacımız var. Türkiye’de demokrasinin gelişmesi için de, parti içi demokrasinin geliştirilip, toplumun siyasette gerektiği gibi yer almasının önünün açılması için de ve yeni açılımları ortaya koyabilmenin de gereği budur. Bugün neler yapılması gerektiğini tartışmak son derecede önemli. Demokratikleşmeyle, sorunların aşılmasıyla ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşacağım. Sizlerin de üzerinize düşeni yapacağınıza içtenlikle inanıyorum. Ben istifa ediyorum. İstifa dilekçemi bugün Genel Sekreterimize vereceğim. İstifa dilekçem çok uzun bir dilekçe olmayacak. Sizlerden ricam, bu konuşmayı, o dilekçenin eki olarak algılamanız.”
BÜYÜK ONUR YAŞADIM
Sezer, kendisini duygulu bir şekilde dinleyen partililere yaptığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Büyük onur yaşadım. Ecevit gibi bir liderden sonra, Atatürk’ün yolunda, onun kurumlaştırdığı DSP’nin Genel Başkanlığı gerçekten onur ve gururdur. Ülkesine, topluma hizmetten başka bir şey düşünmeyen, sırf bu hizmeti hayata geçirebilmek için siyaset yapan kişilerden olacağım. DSP’lilerle, DSP örgütleriyle birlikte olmak, onlarla 4,5 yılı aşan bir süre çalışmak ayrı bir onur ve gurur. Bunu ömrüm boyunca, en önemli gururum olarak taşıyacağım. Ecevit’in Demokratik Solu’nda bu görevi yapmış bir kişi sıfatıyla taşıyacağım.”
MİLLETVEKİLLERİYLE İLGİLİ TEDBİR KARARI KALDIRILMALI
DSP’de, tedbirli ihraç istemiyle Merkez Disiplin Kurulu’na sevkedilen milletvekilleriyle ilgili anımsatmada bulunan Sezer, “Partimizde bir disiplin süreci yaşanıyor. Merkez Disiplin Kurulu çalışıyor. O konuda yorum yapmak çok doğru olmaz. Ama şimdi madem bir kurultay sürecine girdik, bu kurultay sürecinde yanlış algılamalara da yer vermemek için DSP’nin demokratikliğinin bir gereği olarak -bilemiyorum ona hakkım var mı ama- Parti Meclisimizin milletvekilleriyle ilgili tedbir kararlarını kaldırmasını öneriyorum. Kurultayda örgütümüz en doğru olanı yapacaktır” dedi.
İŞTE KASA HESABI
Sezer, son günlerde DSP ile ilgili olarak en çok ‘para’ konusunun konuşulduğunu, buna da çok üzüldüğünü söyledi ve “Birileri özellikle bizi de oraya çekmeye çalışıyor. ‘O konu tartışılırsa, Demokratik Sol’un ağırlığı kaybolur’ diye düşünüyor olmalılar. Oysa Demokratik Sol’un ağırlığı Türkiye için hiçbir zaman azalmaz” diye konuştu.
Tartışma konusu olan DSP kasası hakkında açıklamalarda bulunan Sezer, şunları söyledi:
“Ben 2004 Temmuz’u sonunda Genel Başkan oldum. O gün devraldığımız para, 76 trilyon küsurdur. 10 Temmuz 2004-14 Şubat 2006 arasında, 7 aylık sürede, 15,3 trilyon harcanmış. O ilk dönemdi ve seçim, miting, organizasyon gibi toplantılar da yoktu.
14 Şubat 2006 -13 Haziran 2007 arasında, (Bu dönemin başında kasada 87,5 trilyon mevcut) 48,4 trilyon harcama yapılmış.
13 Haziran 2007- 24 Kasım 2008 arasında, (Bu dönemin başında kasada 59 trilyon para mevcutmuş) Bu sürede, 17,6 trilyon harcama yapılmış
24 Kasım 2008- 31 Mart 2009 arası (Bu dönemin başında kasada 42,9 trilyon mevcut) , 13,5 trilyon harcama yapılmış. Biliyorsunuz bu dönemde seçim yaşadık. Bu paranın, yaklaşık 10 trilyonu seçim harcaması. Bu 10 trilyonun da 8 trilyonu örgütlere seçim yardımı olarak gitmiş.
Devredilen seçim stokumuz yaklaşık 2 trilyon. Şu anda kasamızda 29 küsur trilyon paramız var.”
2002-2004’TE NE KADAR PARA HARCANDI?
DSP’nin örgütlerin kiralarını ödediğini, telefon, benzin, elektrik, su giderlerini karşıladığını anımsatan Sezer, harcamaların içinde bunların da olduğunu bildirdi. Sezer, “Son günlerde bu para konusunu çokça konuşanlara verilecek cevap var ama bunu çok üzücü buluyorum. Ama “2002-2004 arasında partide ne kadar para harcanmıştır?’ diye de sormak gerekir belki. Bu kadar sormuş olayım, yeter” dedi.
Sezer, “Anayasa Mahkemesi’nden bütün hesaplarımızın öncelikli olarak incelenmesini denetlenmesini talep ediyorum” çağrısında da bulundu.
DSP EMEĞİN YANINDA OLMAK ZORUNDA
DSP’nin ileride neler yapması gerektiğini de anlatan Sezer, öncelikle “Umutsuzluğa yer yok” dedi. Sezer, üretimi öne alan bir ekonominin, zenginlikte sosyal adaletin sağlanmasındaki önemine dikkat çekti ve bunun da DSP Programı’nda olduğunu söyledi. DSP’nin, vatandaşların içinde bulunduğu sıkıntıyı aşmaları için projelerini ortaya koymak zorunda olduğunu anlatan Sezer, sözlerine şöyle devam etti:
“DSP yine emeğin, üretimin yanında olmak zorunda. Kalkınmayı, köyden ve köylüden başlatmak durumundayız. Türkiye’de, çok az bir mutlu azınlık dışında, toplum kesimlerinin sıkıntı çekmeyeni yok. Ama en büyük sıkıntı, köylümüzde, çiftçimizde, öyleyse Ecevitimizin de dediği gibi kalkınmayı köyden ve köylüden başlatmak, onun için de her türlü çabayı göstermek, köylerden, köylülerden uzak kalmamak gerekiyor.”
TOPRAK REFORMU MUTLAKA GERÇEKLEŞMELİ
Doğu ve Güneydoğu’da devletin yatırım yapmasını sağlamak gerektiğini kaydeden Sezer, “Toprak reformunu mutlaka gerçekleştirmek gerekiyor” dedi.
Sezer, meslek eğitimini öne alan yeni bir yapılanma gerektiğini de dile getirdi ve Türkiye’nin, mesleksiz bir gencin dahi kalmadığı bir ülke konumuna getirilmesi gerektiğini söyledi.
Gelir dağılımında büyük dengesizlikler ve adaletsizlikler yaşandığına dikkat çeken Sezer, bunu da ülke kaynakları ile aşmanın mümkün olacağını ifade etti.
PANZEHİR DSP
Sezer, dışa bağımlı ekonomik yapıdan, üretimi öne alan ulusal bir ekonomik yapıya dönmek gerektiğini de anlattı ve ülke çıkarlarının her koşulda gözetilmesinin zorunlu olduğunu söyledi. Ekonomide dışa bağımlı olanların, Türkiye’nin içine düşürüldüğü gibi borç sarmalına düşürülen ülkelerin, siyasal bağımsızlıklarını koruma konusunda zorlanacağını kaydeden Sezer, şöyle konuştu:
“Şimdi, dışa bağımlı ekonomik yapıyı oluşturan iktidar, siyaseten de dışa bağımlılıktan kendini kurtaramayan bir iktidar var. Öyleyse onun panzehiri, DSP olmak durumunda. O nedenle daha çok çalışmak, yeni bir açılım ve atılım sürecini başlatmak durumundayız. DSP öteden beri toplumun değerlerine yakın, laikliği inançlara saygıyla birlikte değerlendiren, ama aynı zamanda solun evrensel değerlerine bağlı, özgürlük, insan hakları, tam bağımsızlık gibi evrensel değerlere bağlı yerli bir sol partidir. Şimdi sol olma zamanı, demokrat olma zamanı, Demokratik Sol zamanı!”
ULUSALCILIĞI IRKÇILIK GİBİ ALGILAMAYACAĞIZ
Sezer, DSP’nin ulusal değerlere sahip çıkan bir parti olduğunu vurguladığı konuşmasında şunları söyledi:
“Son zamanlarda bu ulusalcılık konusu, biraz başka yerlere çekiliyor. Ulusalcılığımızdan vazgeçecek değiliz. Ama ulusalcılığı bir ırkçılık gibi, kafatasçılık gibi de algılamayacağız. Zaten hiçbir Demokratik Solcu öyle düşünmez. Demokratik Sol Parti, ortanın solu hareketiyle başlayan süreçten itibaren, Cumhuriyete yönelik tehditlere karşı dimdik ayakta durmuş, ama her türlü darbeye de karşı durmuş bir partidir. Onun için son zamanlarda ulusalcılık adına, kimi kesimlerin yaptıklarıyla Demokratik Sol Parti’nin felsefesinin, duruşunun örtüşmesi mümkün değil. Bülent Ecevit darbelere hep direnmişti. 1980’de gerçekleşen darbeden sonra, Atatürk’ün kurduğu CHP kapatılırken,’Atatürk’ün partisini kapatamazsınız’ diye tek başına mücadele vermiş, o uğurda hapislere girmiş Ecevit’in kurduğu partidir DSP. O gün gerçek CHP kapatılırken, Ecevit’i mücadelede yalnız bırakanlar, şimdi başka arayışlar peşindedirler. Bu arada bazıları da DSP’yi de oraya yönlendirme çalışması içerisinde. Buna herhalde geçit vermeyeceksiniz.”
Sözleri alkışlarla desteklenen Sezer, Ecevit’in, 12 Eylül’de partiler kapatıldıktan sonra, “Generallerin icazetiyle bir sol parti kurulamaz. Sol partiler, fabrikalardan, mahallelerden, kahvelerden, tarlalardan kurulacak” dediğini anımsattı. Sezer şunları söyledi:
“Ecevit, DSP’yi, Atatürk’ün, İnönü’nün gerçek CHP’si yerine kurdu. Hatırlayınız, Ecevit’in halkla buluşturduğu, halkın partisi haline getirdiği gerçek CHP’nin 1976’da yazılmış programında, maddeler üstü bir madde vardır: O madde o günkü CHP için söyleniyor ve ‘CHP demokratik sol bir partidir’ deniliyor. İşte bu nedenle hep diyoruz ki; DSP Atatürk’ün yolunda, Ecevit’in ışığında Demokratik Sol’da hizmetine, çalışmalarına devam edecek!”
DSP AB’YE KARŞI DEĞİL
Türkiye’de dış politikada da sıkıntılı bir süreç yaşandığına işaret eden Sezer, Ecevit’in uyguladığı ‘Bölge merkezli dış politika’ yaklaşımının hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Sezer, DSP’nin AB’ye karşı olmadığını ancak bu konuda dikkatli bir yaklaşımın gerektiğini anlattı ve “AB sürecini sürdürmeliyiz, gerçekçi bir zeminde, 1999 koşullarında sürdürmeliyiz” dedi.
KKTC ve Kıbrıs’la ilgili ciddi olumsuz gelişmeler olduğunu, DSP’nin ise bu konuda en duyarlı parti olarak varlığını sürdürdüğünü kaydeden Sezer, bu olumsuzlukları aşmak için DSP’ye ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.
DEMOKRASİ İYİ İŞLEMİYOR
Sezer, Türkiye’de demokrasinin iyi işlemediğini, bunun için yüzde 10 barajın düşürülmesi gerektiğini, Siyasi Partiler, Seçim Yasaları’nda değişikliklerin zorunlu olduğunu söyledi. Parti içi demokrasinin geliştirilmesini de isteyen Sezer, DSP’nin katılımcı demokrasiden yana olduğunu kaydetti. Sezer, demokrasinin önündeki engellerin kaldırılması için, milletvekili dokunulmazlığının sınırlandırılması, iki meclisli bir yapıya geçilmesi gerektiğini dile getirdi.
VATANDAŞLIK ÖDENEĞİ VERİLMELİ
Sosyal projelere de değinen Sezer, yoksul vatandaşlar için “Vatandaşlık ödeneği” projesinin hayata geçirilmesi gerektiğini bildirdi. Sezer, bilgi ve bilişim alanının desteklenmesi, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması konularına da eğilmek gerektiğini anlattı.
Sezer’in diğer önerileri şöyle:
-Zorunlu din dersi uygulaması ve Diyanet İşleri’nin yapısı, Alevi ve Bektaşilerin de görüşleri de alınarak yeniden değerlendirilmeli.
-Cemevleri, hakettiği katkı ve desteği almalı.
-Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun feodal düzenini değiştirecek adımlar atılmalı, toprak reformu mutlaka gerçekleştirilmeli. GAP bitirilmeli.
-Enerji bağımsızlığı, ucuzluğu ve güvenliği sağlanmalı.
-Tarım ve hayvancılık sektörü önemle desteklenmeli, entegre üretim sistemlerinin, organize tarım ve hayvancılık bölgelerinin kurulması sağlanmalıdır.
Sezer önerilerinin ardından, “Genel Başkanlıktan ayrılıyorum, ama Demokratik Solcu öleceğim, hakkınızı helal edin, hepinize başarılar diliyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
Öte yandan Sezer, ara verilen toplantıda salondan ayrılırken, partililer yine yolunu kesti ve gözyaşları içinde “Lütfen ayrılmayın” dedi. Sezer, ısrarla “Kararınızdan dönün lütfen” sözleri üzerine, “Doğru olmaz. Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan. Kurultayda da aday olmama kararındayım” karşılığını verdi.
Sezer, gözyaşları eşliğinde kendisine sarılan partilileri teselli etmeye çalıştı ve alkışlar eşliğinde salondan ayrıldı.
--------------------------------------------------------------------------------
Tarih : 11.04.2009
--------------------------------------------------------------------------------
Tarih : 12.04.2009
| | |
|