TARIHCE
DEMOKRATİK SOL PARTİ TARİHÇESİ
DSP 14 Kasım 1985'te kuruldu. Ama DEMOKRATİK SOL'un bir düşünsel akım ve siyasal hareket olarak başlangıcı 1960'lı yıllardadır. Bu akım ve hareket, 1963'te, demokratik işçi hakları için verilen ve kazanılan mücadeleden doğmuştur. Eski CHP'de parti içi muhalefete dönüşen bu harekete, ilkin, ORTANIN SOLU adı verilmiştir.
Hareketi başlatanların direnci, ülkemizde SOL kavramına siyasal meşruluk kazandırdı. Bunu, en başta Marksist ideolojiyle farklılık vurgulanarak başarıldı. Bunu başarabilmek için, yalnız sağa karşı veya eski CHP'nin tutucu kanadına karşı değil, aynı zamanda başka bazı sol akımlara karşı da kararlı bir mücadele verilmesi gerekmekteydi. Hareketin toplumsal ve ulusal özelliklere dayandırılması ve laikliğin inançlara saygı ile bağdaştırılması da giderek, halkın güvenini sağladı. Özellikle de 12 Mart 1971 ara rejimi dönemindeki ödünsüz demokrasi mücadelesi bu güveni pekiştirdi.
O dönemki CHP’nin oyları %25'lere kadar gerilemişken, 1973'te %32'ye, 1977'de %42'ye yükseldi. Böylece, DEMOKRATİK SOL hareketin güçlenişiyle birlikte, CHP birinci parti konumuna erişti ve iktidarın belirleyici unsuru oldu.
1960'lı yılların sonlarında, harekete verilen ORTANIN SOLU adı değiştirerek, DEMOKRATİK SOL tanımını benimsendi.
12 Eylül dönemi ardından da, bu tanımlama, kurulan yeni partinin adı oldu. Bayrağı da barış ve sevgi simgesi ak güvercin oldu. Bu simgeyi DSP’ye halk verdi. 1960'lı, 1970'li yılların kanlı bıçaklı siyasal ortamında izlenilen barışçı tutum dolayısı ile toplantılara ak güvercinle gelen halkımız DEMOKRATİK SOL'u bu simgeye layık buldu.
12 Eylül döneminde de yoğun bir demokrasi mücadelesi verildi. Partinin kuruluşuna RAHŞAN ECEVİT öncülük etti. Rahşan Ecevit, kurucusu olduğu KÖYLÜ DERNEKLERİ'nden gelen örgütlenme deneyimini DSP'ye aktardı.
İki odalı bir bodrum katında, bir avuç insan parti çalışmalarına başladı. İğneyle kuyu kazarcasına çalışarak, Partinin sağlam bir zeminde güçlenmesine ve doğrultu tutarlılığına ödünsüz özen gösterildi. Bu davranış da giderek DSP'ye halkın güvenini kazandırdı.
1987'de DSP oyları %8.54'ten ibaretti. Fakat 1991 yılında %10.75 oranında oy ile ve 7 milletvekili ile DSP meclise girmeyi başardı. İstifalarla milletvekili sayısı 3'e indi. Ancak halk içinde güçleniş devam etti.
1995 seçimlerinde DSP oyları %14.64'e, milletvekili sayısı da 76'ya yükseldi. 1999 seçimlerinde de %22.19 oyla 136 milletvekilliği kazanıldı. Böylece, 1995 seçimleriyle solun birinci partisi olan DSP, 1999 seçimlerinde bütün Türkiye'nin birinci partisi oldu ve üçlü koalisyon hükümetini kurmayı başardı.
1997'de, Türkiye, REFAH-YOL kabusundan, ancak DSP'li bir hükümetle kurtulabildi. 1999 seçimlerine gidilirken de azınlık Hükümeti kurma sorumluluğu DSP’ye emanet edildi. Çünkü DSP, onun siyasal doğrultusunu benimsemeyenlerin bile gözünde, güvenilir parti idi. Her türlü partizanlıktan uzak durarak bu güvene layık olduğunu gösterdi.
1999 seçimleri ardından, yeni TBMM'nin ilk gününde, DSP grubu, tek yürekle - tek sesle, laiklik karşıtlığına geçit vermeyeceğimizi kanıtladı.
Üçlü iktidar döneminde başta teraör olmak üzere Türkiye birçok sorununda iyileşme gösterdi. Talihsizce yaşanan deprem ve ekonmik krizler sonrasında DSP’nin ekonomi politikası erken gelen seçimler sonrasında meyvelerini verdi. Bugün Türkiye’de ortadan kalkan enflasyonist ortam DSP politikları sayesinde gerçekleşmiştir.
DSP’nin bundan sonraki seçimlerdeki hedefi, salt çoğunlukla tek başına iktidar olmaktır. Bunu bir hayal gibi göstermek isteyenlerin 1999 seçimleri öncesinde DSP'nin birinci parti olmasının da hayal gibi göründüğünü akıllarından çıkarmaması gereklidir..
Bugün ülkemizde yaşanan siyasi kaos ve bölünme tehlikeleri ile yurrtaşlarımızın sorunlarına en sağlıklı çözümler DSP çatısı altında üretilmektedir..
Siyasetle uğraşmak isteyen, ülkemizi çürümüşlükten kurtarmak isteyen tüm yurseverlerin altında toplanabileceği tek çatı bugün DSP’nin çatısıdır.